TURİZM NEDİR?
Turizm, Latince “Tornus” yeni bir eksen etrafında dönmek, çevreyi dolaşmak, heri dönmek anlamındaki kelimeden türetilmiş olan Fransızca kökenli “ tourisme” kelimesinden de Türkçe’ye geçerek günümüzde kullanılan halini almıştır.
İnsanlık tarihi kadar eski olan çeşitli nedenler ile farklı yerlere seyahat olayı 20. yüzyılın başından itibaren çeşitli kurum, kuruluş ve araştırmacılar tarafından turizm kavramı çerçevesinde ele alınmaya ve turizm kavramının tanımlanması yapılmaya çalışılmıştır. Turizm olayını tanımlamak amacıyla yapılan değerlendirmeler, turizmin kapsamlı ve çok boyutlu özelliğinden dolayı değişik şekillerde turizm tanımlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
“Turist” kelimesi ilk kez Samuel Pegge (1773 – 1800) tarafından 1800 yılında “Anectodes of English Language” (İngilizcenin Anektodları) eserinde en geniş olası içeriği ile kullanılmıştır. Fransızca’da turist kelimesi ilk kez Stendhal tarafından tarafından 1838 yılında kitabı “Memories d’un touriste”de (Bir Turistin Anıları) kullanılmıştır.
Turist kelimesinin ilk tanımı 1876 yılında “Dictionnare universel du XIX esiecle”da (Büyük Evrensel 19. yy Sözlüğü) yer almıştır. Ona göre turistler rahatlık seyahat keyfi (seyahat ettiklerini anlatabilmek için) ve merak nedeniyle seyahat eden kişilerdir. ( Mieczkowski, 1990)
1905 yılında ise Guyer-Feuler tarafından turizm tanımı yeniden yapılmış ve “turizm gittikçe artan hava değişimi ve dinlenme gereksinimleri, doğa ve sanatla beslenen göz alıcı güzellikleri tanıma isteğine; doğanın insanlara mutluluk verdiği inancına dayanan ve özellikle ticaret ve sanayinin gelişmesi ve ulaşım araçlarının kusursuz hale gelmelerinin bir sonucu olarak ulusların ve toplulukların birbirlerine daha çok yaklaşmasına veren modern çağa özgü bir olaydır” şeklinde ifade edilmiştir. (Kozak vd. 2001: 1).
Turizmi basit bir şekilde anlatmak zordur, çünkü turizm çok karmaşık, heterojen ve dinamik bir kavramdır. Cohen’e göre turizm (1979); belirli bir yeri tatil, eğlence, arkadaş ve aile ziyareti, spor, dinlenme, tur, gibi boş zaman faaliyeti için ziyaret etmek iken bazı araştırmacılar için işi de içeren bir kavramdır.
Dünya Turizm Örgütü (WTO 1995:1) ise turizmi; “kişilerin ikamet ettiği yer dışındaki bir yer bir yılı aşmamak üzere, boş zaman değerlendirme, iş veya diğer benzeri amaçlarla yaptıkları seyahat ve konaklama aktiviteleri” olarak tanımlamaktadır.
Daha öz ve kısa bir tanımla turizm, “İnsanların sürekli yaşadıkları yerler dışında yaptıkları seyahatler ve gittikleri yerlerde geçici konaklamalarından doğan ihtiyaçlarının karşılanması ile ilgili faaliyetler bütünüdür.” (Batman, 1999: 1).
Hussein ve Saç (2008:6) turizmi; kültür, spor, merak, sağlık, iş, macera, din vb nedenlerle kişilerin tüketici olarak yer değiştirim ve konaklamalarından doğan olay ve ilişkiler olarak tanımlamıştır.
Geniş bir tanımla ise turizm, sürekli yaşanan yer dışında, ticari kazanç dışı nedenlerle yapılan yirmi dört saaati aşan veya en az bir gecelemeden oluşan, geçici seyahat ve konaklamaların ortaya çıkardığı ekonomik ve sosyal nitelikli tüketim olay ve ilişkilerin bütünüdür. (Usta 2009: 7).
ETİK KAVRAMI NEDİR?
Bir felsefe disiplini olan etik 2500 yıllık bir geçmişe saiptir. Sokrates, Platon ve Aristo zamanında başlayan etik teorileri, zaman içerisinde geliştirilerek bir dizi insan yönetimi prensipleri şeklini almıştır. Etik, ahlaksal olanın özünü ve temellerini araştırıp, insanın kişisel ve toplumsal yaşamındaki ahlaksal davranışları ile ilgili sorunları ele alıp inceleyen bir felsefe dalıdır. (Akarsu 1975). Etik kavramı, Felsefe Terimleri Sözlüğü’nde ahlak felsefesi, Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde ise töre bilimi (https://www.tdk.gov.tr), bir meslek grubunun uymak zorunda olduğu davranışlar bütünü ve etik bilimi olarak ifade edilmektedir. (Akarsu 1975)
Etik sözcüğü köken olarak Yunanca karakter anlamanına gelen ethossözcüğünden türetilmiştir. (Aydın 2001). Ethos, İlkçağ Yunan felsefesinde karakter (kişilik) ve adet (alışkanlık) anlamlarında kullanılmaktadır. (Poyraz 1995). Etik, tarih boyunca düşünürler tarafından farklı yaklaşımlara açıklık getirilmeye çalışılan bir kavramdır. (Kılınç 2000). Örneğin; Aristo, etik kavramını insanın günlük hayatında yararlı olacak davranışların keşfi olarak tanımlamıştır. Aristo’ya göre ethos,
insanın düşünsel yanından çok ahlaksal yanını temsil etmektedir. Aristo, etiği kuramsal felsefeden (mantık, fizik, matematik, metafizik) ayırarak kendi başına bir felsefe alanı olarak ele alan ilk filozoftur. (Pieper 1999).
Bununla birlikte etik konusunda yapılan çalışma ve araştırmalarda ortak bir tanıma ulaşmak söz konusu değildir. Etik ile ilgili tanımlarda; iyi nedir? Ya da ne doğrudur? gibi sorulara cevap aranmaktadır. (Akarsu 1975). Dolasıyla, etik birçok yönüyle ahlaki kavramlar, yargılar ve davranış standartları ile örtüşen bir özellik gösterir. Bu kapsamda birçok tanımda etik; ahlak felsefesi olarak ifade edilerek; ödev, yükümlülük, sorumluluk, doğruluk, erdem gibi kavramları ele alan, ahlaki eylemin doğasını soruşturan ve iyi bir yaşamın nasıl olması gerektiğini açıklamaya çalışan bir felsefe dalı olarak tanımlanmıştır. (Cevizci 1997).
Günümüz iş ahlakı çerçevesinde yapılan tanımlarda ise bir toplumun ahlaki standartlarını inceleyen, bunların insan yaşamına nasıl geçirileceğini ve mantıklı olup olmadığını sorgulayan faaliyet olarak bilinmektedir. (Velasquez 2002).
Buraya kadar yapılan tanımlara dayalı olarak etik kavramı, davranışları ve ahlaki yargıları yönlendiren kurallar, bireysel davranışlara yerleşen ahlaki prensipler ve standartlar sistemi olarak tanımlanabilir.
TURİZMDE ETİK
Turizm disiplinler arası bir konu olarak, birçok toplum ve doğa bilimi ile yakın bir ilişki içindedir. Turizmde, birçok konu ve sorun etik uygulamalar ile ilgilidir (Payne ve Dimanche, 1996). Turizm endüstrisinde farklı çıkarlar peşinde koşan birçok taraf bulunmaktadır. Turizmin sosyo-kültürel, ekonomik ve çevresel boyutları birçok karmaşık etkiye neden olabilmektedir. Tüm bu özel durumlar, turizmin etik olarak incelenmesini gerekli kılmaktadır (Fennell ve Przeclawski, 2003).
Bu derece hassas dengelere sahip turizm endüstrisine, küresel bir yaklaşımla yön verecek ve işleyişini sağlayacak olan Küresel Etik İlkelerinin (Global Code of Ethics) ilk adımları Türkiye’de atılmıştır. 1997 yılında, İstanbul’da yapılan Dünya Turizm Örgütü genel kurulunda, etik ilkelerin hazırlaması için bir komite oluşturulmuştur. 1998 yılında, turizm etik ilkeleri hazırlanmış ve 24 Eylül – 1 Ekim 1999 tarihlerinde Şili’nin Santiago şehrinde yapılan toplantıda küresel etik ilkeleri onaylanmıştır (Ülger, 2004:85).
TURİZMDE GLOBAL ETİK İLKELER
Dünya Turizm Örgütü, 13. Genel Kurulu’nu gerçekleştirdiği Santiago-Şili’de, turizmin toplum ve çevreye olumsuz etkilerini azaltmak, dünya turizminin sorumlu ve sürdürülebilir gelişimini bir dizi ilkeye bağlamak amacıyla, 1 Ekim 1999 tarihinde, üzerinde iki yıldır çalıştığı aşağıdaki Turizmde Global Etik İlkeler Bildirgesi’ni kabul etmiştir.
Bölüm 1: Turizmin Toplumlararası Karşılıklı Anlayışa Katkısı
1. Felsefi ve ahlaki değerler ile kültürel ve dini değerlerin çeşitliliğini kavramak ve bunlara saygı göstermek, sorumlu turizmin temeli ve sonucudur. Turizmin gelişmesinde etkili olan taraflar ve bizatihi turistler, ulusal azınlıklar ve yerli halk da dahil tüm insanların sosyal ve kültürel değerlerine önem vermelidir.
2. Turizm faaliyetleri, ev sahibi bölge ve ülkenin özellik ve gelenekleriyle uyum içinde, alışkanlık ve yasalarına saygı gösterilerek gerçekleştirilmelidir.
3. Ev sahibi topluluk ve yerel profesyoneller, bölgelerine gelecek turistlerin yaşam şekli, beklentileri ve damak zevklerine saygı göstermelidir.
4. Turist ve beraberindeki eşyanın güvenliğinden kamu görevlileri sorumludur. Turistin her türlü zarardan korunması için kamu görevlileri gerekli önlemleri almalıdır. Turistik tesislerin ve kültürel / doğal mirasın korunması milli yasalarla güvence altına alınmalıdır.
5. Başka yöreleri ziyaret eden turistler, her türlü suç, yanlış davranış ya da yerel halkı incitici veya küçük düşürücü davranışlardan kaçınmalıdır.
6. Turist, hangi destinasyonu ziyaret ediyorsa orayla ilgili sağlık, güvenlik başta olmak üzere asgari bilgileri edinmekle yükümlüdür.
Bölüm 2: Turizmin Bireysel ve Kollektif Yönleri
1. Genelde dinlenme, spor ve kültürle ilgili bir faaliyet olan turizm, bireysel ve kollektif organizasyonun bir unsuru olarak açık görüşlülükle gerçekleştirildiğinde, kendini eğitme ve toplum / kültürler arası farkları öğrenmek açısından önemli fırsattır.
2. Turizm faaliyeti insan haklarının, özellikle de çocuk, yaşlı, engelli, etnik azınlıklar gibi daha savunmasız grupların bireysel haklarının gelişmesine katkı sağlamalıdır.
3. Hangi şekilde olursa olsun insan sömürüsü, özellikle cinsel açıdan ve çocuklara uygulandığında, turizmin temel amaçlarına karşıdır. Bu turizmin bir eksikliğidir. Tüm ülkeler tarafından gerekli yasal önlemler alınarak, yasaklanmalı ve cezalandırılmalıdır.
4. Din, sağlık, eğitim, kültür, dil öğrenme amaçlı seyahatler, turizmin yararlı türleridir ve teşvik edilmelidir.
5. Turizmin ekonomik, sosyal, kültürel faydalarının ve getirdiği risklerin ülkelerin eğitim programlarına alınması desteklenmelidir.
Bölüm 3: Sürdürülebilir Gelişmenin Unsuru Olarak Turizm
1. Turizmin gelişmesinde bütün taraflar, sağlam, sürekli ve sürdürülebilir ekonomik büyüme perspektifinde doğal çevreyi korumakla yükümlüdür. İhtiyaçların giderilmesinde gelecek nesiller dikkate alınmalıdır.
2. Kaynak tasarrufu, özellikle de su ve enerji tasarrufu sağlayan ve atık azaltan yöntemlere öncelik tanıyan turizm türleri, ulusal / bölgesel / yerel kamu yetkililerince teşvik edilmelidir.
3. Okul tatilleri gibi turist akışının arttığı dönemler, turizmin çevre üzerindeki etkisini azaltacak şekilde düzenlenmelidir.
4. Turizm altyapısı ve faaliyetleri, ekosistem, bioçeşitlilik ve vahşi yaşamın korunmasını sağlayacak şekilde hazırlanmalıdır.
5. Doğa turizmi ve ekoturizm, turizmin gelişmesi ve zenginleşmesinde rol oynayan temel unsurlar olarak kabul edilmelidir.
Bölüm 4: Kültürel Mirası Kullanan ve Zenginleştiren Unsur Olarak Turizm
1. Turizm eserleri, insanoğlunun ortak mirasıdır.
2. Turizm politikası ve turizm faaliyetleri, sanatsal / arkeolojik / kültürel mirasa saygı içinde gelecek nesiller dikkate alınarak yürütülmelidir. Müzeler, anıtlar, tarihi kalıntılar özel korumaya alınmalıdır. Özel mülke ait kültürel mirasın halka açılması, sahiplerinin izniyle, desteklenmelidir.
3. Kültürel alanların ziyaretinden elde edilen gelirin en azından bir bölümü, bu alanların korunması ve geliştirilmesi için kullanılmalıdır.
4. Turizm faaliyetleri, geleneksel kültürel ürünlerin bozulması ya da standardize edilmesi yerine, yaşaması ve gelişmesine olanak verecek şekilde programlanmalıdır.
Bölüm 5: Ülke ve Toplumların Refahını Artıran Bir Faaliyet Olarak Turizm
1. Yerel nüfus, turizm faaliyetlerinin ekonomik, sosyal ve kültürel faydalarından, özellikle de turizmin yarattığı doğrudan ve dolaylı istihdamdan yararlanmalıdır.
2. Turizm politikaları, ziyaret edilen bölgedeki yaşam standardının yükseltilmesine katkıda bulunacak şekilde uygulanmalıdır. Turizm tesislerinin planlanması, mimarisi ve işletilmesi yerel ekonomik ve sosyal dokuya entegre olacak şekilde yürütülmelidir. Yetenekler eşit olduğunda, yerel işgücü tercih edilmelidir.
3. Sorunlu kıyı bölgeleri, adalar, kırsal alanlar gibi ekonomik faaliyetlerin yeterince gelişmediği bölgelerde turizm, refah yaratan bir araç olarak dikkate alınmalıdır.
4. Turizm yöneticileri, özellikle yatırımcılar, gerçekleştirecekleri projelerin çevre ve doğal yaşama etkisini inceleyen araştırmalar yapmalıdırlar. Şeffaflık ve nesnellik içinde, yapmayı planladıklarını yerel halkla paylaşmalı, projelerin olası sonuçları hakkında halkı bilgilendirmelidirler.
Bölüm 6: Turizmin Geliştirilmesinde Tarafların Yükümlülükleri
1. Turizm yöneticileri, turistlere gidecekleri yer, seyahat koşulları, konaklama tesisi hakkında gerçekçi bilgiler sağlamakla yükümlüdür. Kontratta taahhüt edilen doğa, fiyat ve hizmet kalitesiyle ilgili herhangi bir ihlal durumunda, ödenecek tazminatla ilgili açık ve anlaşılır hükümler bulunmalıdır.
2. Turizm yöneticileri, kamu görevlileriyle işbirliği yaparak, turistlerin güvenliği ve sağlığını güvence altına almakla yükümlüdür. Bu amaçla bir sigorta ve acil yardım sistemi kurulmasına ihtiyaç vardır. Bu konulardaki eksiklikler maddi tazminat ödenmesini gerektirir.
3. Turizm yöneticileri, turistlerin kültürel ve dini vecibelerini yerini getirmesine yardımcı olmalıdırlar.
4. Turist gönderen ve ağırlayan ülkelerin kamu görevlileri, turizm yöneticileri ve onların üye oldukları organizasyonlarla işbirliği içinde, tur düzenleyen firmanın iflası durumunda turistlerin ülkelerine dönmelerini sağlamalıdır.
5. Hükümetler, vatandaşlarını dünyanın değişik bölgelerinde meydana gelen olaylar hakkında bilgilendirmek, uyarmak hakkına / görevine sahiptir. Ancak bu bilgilendirme önyargı ve abartmadan uzak olmalı, destinasyon ülkelerine ya da kendi tur operatörlerine zarar verecek nitelik taşımamalıdır. Seyahat danışmanları ilgili ülkenin yetkilileriyle görüşerek, (varsa) tehlikenin gerçek boyutları hakkında uyarılarda bulunmalı veya normal şartlara dönüldüğü açıklanmalıdır.
6. Basın, özellikle de turizm basını, dünyadaki turizm hareketlerini değiştirecek olaylar hakkında doğru ve dengeli bilgi vermelidir. Sürekli gelişen iletişim teknolojisi ve elektronik ticaret de, bu doğruluk ve güvenilirlik ilkesine sadık olmalıdır.
Bölüm 7: Turizme Katılma Hakkı
1. Dünyanın sahip olduğu değerler, tüm insanlara açıktır. Yerel ve uluslararası turizm hareketine katılmak boş zaman değerlendirmesinin en iyi şekli olarak görülmeli ve her türlü engelleyici unsur ortadan kaldırılmalıdır.
2. Turizm hareketine katılmak, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde belirtilen dinlenme, çalışma saatlerinin sınırlandırılması ve ücretli izin hakkının bir sonucu olarak değerlendirilmelidir.
3. Sosyal turizm, özellikle de gruplar halinde yapılan turizm, kamu görevlilerinin desteğiyle geliştirilmelidir.
4. Aile, gençlik, öğrenci, 3. yaş ve özürlülerin turizm hareketine katılması kolaylaştırılmalı ve teşvik edilmelidir.
Bölüm 8: Turizm Hareketinde Özgürlük
1. Turist, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi uyarınca kendi ülkelerinde ya da ülkelerarası seyahat etme özgürlüğüne sahiptir. Transit geçiş, konaklama ve kültürel alanları ziyaret sırasında gereksiz formalite ve farklı muamele görmemeleri gerekir.
2. Turist, yerel ya da uluslararası iletişim kurma, idari, adli, sağlık hizmetlerinden yararlanma, diplomatik kurallar gereği kendi ülkesinin dış temsilcilikleriyle bağlantı kurma haklarına sahiptir.
3. Turiste, ziyaret ettiği ülkede, kendisiyle ilgili özel bilgilerin gizliliği konusunda güvence verilmelidir.
4. Sınır geçişlerinde uygulanan vize, sağlık, gümrük işlemleri, uluslararası anlaşmalar dikkate alınarak mümkün olduğunca basitleştirilmeli; bu konuda ülkeler arasında ortak bir yöntem geliştirilmelidir. Turizm, sektördeki rekabeti baltalayan vergi ve harçlardan arındırılmalıdır.
5. Turist, uluslararası konvertibiliteye sahip para birimini kullanma hakkına sahip olmalıdır
Bölüm 9: Turizm Sektöründe Çalışanların ve Girişimcilerin Hakları
1. Turizm sektöründe ücretli veya kendi adına çalışanların temel hakları, sektörün mevsimsel, esnek ve uluslararası olma özellikleri de dikkate alınarak, yerel ve ulusal yönetim birimlerinin gözetiminde garanti altına alınmalıdır.
2. Turizmde ücretli ve kendi adına çalışanlar, eğitim, sosyal güvenlik, iş güvencesi, yaşam koşullarını iyileştirme gibi haklara sahip olmalıdır.
3. Gerekli yetenek ve donanıma sahip kişiler, ulusal yasal çerçeve dahilinde profesyonel anlamda turizmde faaliyet gösterme hakkına sahiptirler. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin sektöre girişinde yasal ve idari sınırlamalar asgariye indirilmelidir.
4. Turizmde çalışanlar arasında bilgi / deneyim alışverişi, sektörün gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Ulusal ve uluslararası yasa ve anla şmalarla söz konusu alışveriş kolaylaştırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.
5. Turizmde faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin sektörü kontrol etmesi önlenmeli, bu şirketlerin bölgesel turizmin kalkınmasına yönelik yatırımlara yönelmeleri sağlanmalıdır.
6. Turist gönderen ve alan ülkelerde faaliyet gösteren firmaların ortaklıkları veya dengeli ilişkileri, sektörün sürdürülebilir gelişimine ve kazancın hakça dağılımına önemli katkı sağlamaktadır.
Bölüm 10: Turizmde Global Etik İlkelerin Uygulanması
1. Etik ilkelerin uygulanmasında kamu ve özel sektör işbirliği içinde olmalıdır.
2. Turizm sektöründeki tüm taraflar, turizmin geliştirilmesi, insan hakları, çevre, sağlık gibi konularda, uluslararası hukukun prensipleri dahilinde, başta Dünya Turizm Örgütü olmak üzere, uluslararası örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını tanımaları ve izlemeleri gerekir.
3. Aynı taraflar, Turizmde Global Etik İlkelerin yorumlanması ve uygulanmasında ortaya çıkacak sorunların giderilmesinde bağımsız bir organ olan Turizmde Etik İlkeler Dünya Komitesi’ni tanımalıdır. (http://ethics.unwto.org/sites/all/files/docpdf/turkey.pdfErişim 04.01.2019 11.00
Birinci maddede, turizmin insanlar ve toplumlar arasındaki karşılıklı anlayışa olan katkısı; ikinci maddede turizmin bireysel ve kolektif bir tatmin aracı olmasının önemi; üçüncü maddede, turizmde sürdürülebilirliğin önemi; dördüncü maddede, turizmin kültürel mirası koruması gerektiği; beşinci maddede, turizmin yerel toplumlara ekonomik, sosyo-kültürel faydalar sağlaması gerektiği; altıncı maddede, yatırımcıların/işletmelerin turizm gelişmesi ile ilgili yükümlülükleri; yedinci maddede, herkesin turizm etkinliklerine katılma hakkı; sekizinci maddede, turistik hareket özgürlüğü; dokuzuncu maddede, turizm çalışanları ve girişimcilerin hakları üzerinde durulmuştur. Onuncu maddede ise, bu belirtilen dokuz maddenin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Küresel turizm etik ilkelerinin, onuncu maddesi, belirtilen dokuz maddenin uygulanması ile ilgilidir. Bu maddelerden, yedinci ve sekizinci maddeler daha çok turist – devlet ilişkileri ile ilgilidir. Geriye kalan yedi madde ise, ana hatlarıyla turizm endüstrisinin/işletmelerinin dört unsur ile olan ilişkisini şekillendirmeye çalışmaktadır. Bunlar, turizm işletmeleri – doğal çevre ilişkisi, turizm işletmeleri –yerel toplum/kültür ilişkisi, turizm işletmeleri – turist ilişkisi (turizm pazarlaması) ve turizm işletmeleri – turizm endüstrisinde çalışanlar ilişkisidir. Turizm endüstrisinin/işletmelerinin bu dört konuya etik yaklaşmaları gerektiği daha önceden, Payne ve Dimance (1996) tarafından da kaleme alınmıştır.
KAYNAKÇA
1- KARAKÜÇÜK Suat, Rekreasyon Bilimi, Gazi Kitabevi, Ankara 2016, s.333 – s.335
2- Kozak Meryem ve Nergiz Hatice, Detay Yayıncılık , Ankara 2016 s.31 – 36
3-ASLAN Alper, Kozak Metin, “ Turizmde Gelişme ve Etik Sorunları: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma”, http://eab.ege.edu.tr/pdf/6_1/C6-S1M6.pdf, Erişim Tarihi:04.01.2019
4- http://ethics.unwto.org/sites/all/files/docpdf/turkey.pdfErişim: 04.01.2019